BAROMUZDAN DİDEM ARSLAN YILMAZ'A KINAMA

 

 BASINA VE KAMUOYUNA

 

Son günlerde Kürt toplumunun, toplum olmaktan kaynaklanan kültürel değerlerine yönelik sistematik engellemeler ve saldırılar meydana gelmektedir. Bu tür saldırılar, aktüel siyasal gelişmelerden ve siyasetçilerin kullanmaktan imtina etmediği siyasi retorikten bağımsız değildir.

Kürtçe’nin, milyonlarca Kürt’ün kullandığı bir dil olduğu ve gündelik hayatın olağan akışı içinde sosyolojik bir gerçeğe tekabül ettiğini hatırlamak isteriz. Zira, bu gerçeği ıskalamak, Kürt kültürüne yönelik yıllarca devam ettirilen ve her defasında ülkeye büyük bedeller ödetmiş olan “eritme ve homojenleştirme” politikalarından medet ummak manasına gelmektedir.

Bu vesile ile, Elazığ Kadın Kapalı Cezaevi’nde bulunan tutuklu ve hükümlülerin, Kürtçe şarkı eşliğinde halay çekmiş olmaları neden gösterilip, haklarında soruşturma başlatılmış olması, Kürtlerin anadil hakkına yönelik devlet kurumlarının içinde bulunduğu inkâr uygulamasının bir örneğidir. Ve bu durum, Türkiye’de 25 milyondan fazla nüfusa sahip alan Kürt toplumunun aşağılama girişimidir. Asimilasyonun devamı niteliğindeki bu uygulama, hukukla bağdaşmamaktadır. Bilinmesini isteriz ki; Kürtçe bilinmeyen ve anlaşılmayan bir dil değil, bilakis milyonlarca Kürt’ün anadili ve kültürünün kıymetli bir parçasıdır!

Son kertede; Didem Arslan Yılmaz’ın ifadeleri başta olmak üzere, milyonlarca Kürt’ün kullandığı ve dünyanın en zengin dilleri arasında yer alan Kürtçe’ye yönelik son günlerde artan ayrımcı ve asimilasyoncu yaklaşımları kınıyor, Hakkâri Barosu olarak anadil hakkının önemini bir kez daha kamuoyuna saygıyla hatırlatıyoruz.

 

HAKKARİ BAROSU

25.08.2021