bölge baroları basın açıklaması

                                  

                                                      
BASINA VE KAMUOYUNA


 

                
    19 Kasım 2016 tarihinde Muş Barosu ev sahipliğinde gerçekleştirilen Doğu
ve Güneydoğu Anadolu Bölge Baro Başkanları toplantısında gündeme dair siyasal,
toplumsal, hukuksal sorunlar tartışılmış ve aşağıda yazılı açıklamalar
kamuoyuna sunulmuştur.

    15 Temmuz 2016 tarihinde FETÖ/PDY Terör örgütü tarafından parlamenter sistem,
sivil siyaset ve demokratik rejime yönelik darbe kalkışması yapılmış olup, darbe girişimi
büyük bedeller ödenerek bertaraf edilmiştir. Türkiye toplumunun darbeye karşı tüm dünya halklarına
örnek olabilecek demokratik refleksi takdire şayandır. Bölge baroları olarak seçilmiş sivil siyasete dönük
bu ve benzeri darbe teşebbüsleri karşısında durulmuş,bu temelde demokratik düzene sahip çıkılmıştır.


 

      Bölge Baroları ve toplum olarak beklentimiz; darbe sürecinden sonra demokratik düzenin güçlendirilmesi,
ülkemiz sorunlarının siyasal zeminde çözülmesi, farklılıkların zenginlik olarak görülerek hareket edilmesi ve
 darbe teşebbüsünün tüm etmenleri bertaraf edildikten sonra bir an önce normalleşme sürecine gidilmesidir.
OHAL ilanını takiben bu doğrultuda çıkarılan KHK’lerle düzenlemeler yapılma yoluna gidilmiştir.
Ancak KHK’lerde Anayasamızın 121 ve devamı maddelerinde belirtildiğinin aksine durumun gerektirdiği
ölçüyü aşan, temel hak ve özgürlükleri askıya alan, TBMM işlevini ortadan kaldıran ve kalıcı yasal değişiklikler
 getiren pek çok kısıtlama ve düzenlemelere yer verildiğini görmekteyiz. Bu bağlam da;


 

1-Hakkında
kesinleşmiş bir yargı kararı olmadığı halde seçilmiş Belediye organlarına
toptancı bir anlayışla kayyum atanması,


 

2-Evrensel
hukuk normları ve Anayasamızdaki amir hükümler göz ardı edilerek savunma
hakkına yönelik kısıtlamalar getirilmesi,


 

3-Öğretmen
ve memurların sadece sendikal faaliyetleri nedeni ile haklarında hiçbir etkin idari
soruşturma açılmadan KHK’ler ile açığa alınmaları ve ihraç edilmeleri 


 

4- Anayasamızda güvence altına alındığı halde ve darbe ile ilgisi olmamasına
rağmen Dernek ve vakıf faaliyetlerinin durdurulması, TV ve Radyoların kapatılması,
bölgede yaygın bir hale getirilen internet-telefon kesintileri gibi örgütlenme,
iletişim ve ifade özgürlüğünü kısıtlayıcı uygulamalardan vazgeçilmesi
gerektiğini düşünmekteyiz.



 Normalleşmeye geçilmesi beklentisinin yükseldiği birdönemde halkın tercihleri ile seçilmiş
 milletvekili ve Belediye Başkanlarının gözaltına alınmış ve akabinde bazıları tutuklanmıştır.
Bütün adli süreçlerde hukuk içinde kalınmalı, adil yargılanma ve savunma hakkına riayet edilmeli,
tutuksuz yargılamanın esas olduğu gözetilmeli ve en önemlisi hukuki sürece siyasetin gölgesinin
düşmemesine dikkat edilmelidir. CMK 100. maddesinde belirtilen nedenler bulunmadığı halde
tutuklama tedbirine başvurulması, Anayasa  ve Uluslararası Sözleşmelerle güvence altına alınan
kişi hak ve hürriyetinin ihlali  ve Anayasa Mahkemesinin pek çok kararında belirttiği ilkeler çerçevesinde
seçilme hakkına müdahale niteliği taşımaktadır.

      Biz bölge baroları olarak Kürt meselesi başta olmak üzere
Türkiye’nin temel toplumsal sorunlarının çözüm yerinin TBMM olduğunu düşünmekteyiz.
Bu bağlamda özellikle bölgemizi etkileyen çatışma sürecinin biran önce
sonlandırılması noktasında tüm aktörleri inisiyatif almaya ve çaba sarf etmeye
davet etmekteyiz.


    Cinsel istismar özellikle de çocukların cinsel istismarına ilişkin yasal düzenlemeler
yapılırken konuya hassasiyetle yaklaşılmalı ve sonuçları enine boyuna düşünülmelidir.
Gündemde konu ile ilgili olarak TBMM de kanun tasarısı tartışması yaşanılmaktadır.
Ülke koşulları düşünüldüğünde tartışma konusu taslak doğuracağı sonuçlar
bakımından ciddi riskler barındırdığından tasarıdan vazgeçilmelidir.



      Ülkemizin kanayan yaralarından biri de iş kazaları ve iş güvenliğidir. Açıklamanın
hazırlandığı tarihte Siirt İlimizin Şirvan İlçesinde maden sahasında meydana
gelen iş kazası nedeniyle 5 vatandaşımız maalesef hayatını kaybetmiş ve 11
vatandaşımız ise halen göçük altında bulunmaktadır. İş kazalarının önlenmesi
için iktidarın gerekli yasal düzenlemeleri bir an önce hayata geçirmesi ve
caydırıcı cezai tedbirler alması elzemdir. Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza rahmet,
ailelerine sabır diliyoruz.


 Değerli  meslektaşımız Diyarbakır Baro Başkanı Avukat Tahir ELÇİ’NİN katledilmesinin
üzerinden 1 yıl geçmiş olmasına rağmen halen fail veya faillerinin
bulunamaması, dosyada tek bir şüphelinin dahi olmaması kabul edilemez bir
durumdur. Bir an önce fail veya faillerinin tespitine dönük etkin bir
soruşturma yapılması talebi ile soruşturmasının takipçisi olacağımızı kamuoyuna
saygı ile paylaşırız.



 

Adıyaman Barosu                           Ağrı Barosu             Bingöl Barosu   
 
Batman Barosu                              Bitlis Barosu             Diyarbakır Barosu
                             
Dersim Barosu                               Hakkâri Barosu         Mardin    Barosu               

 

Kars-Ardahan Bölge Barosu          Van Barosu                Siirt Barosu              
 
  
 Muş Barosu                                  Şırnak  Barosu            Şanlıurfa Barosu